
Takıntılı yazarınız geri döndü...Evet ben takıntılıyım;
* Gossip Girl'ün tapınası varlığı olan Chuck Bass'e. Onun aksanına her şeyine, Blair ile aşkına.
* Twilight'ın kötü NewBorn'u Riley Biers yani Xavier Samuel'e.
* Alexis Bledel'e. Mavi gözlerine taptığım, güzelliğim, meleğim.
* Alexis'in oynadığı film Sin City'ye. 4 kez izlemişliğim vardır veya daha fazla.
*Londra'ya. Nerde bir resmini görsem " Hiiii,ohaaa" oluyorum ya. Bu kadar güzel,beni büyüleyen bir şehir yok. Zaten arkaplan resmim de Londra. Daha ben resimlerle böyle oluyorsam gittiğimde- inanıyorum gideceğim- ne yaparım bilmiyorum.
* Los Angeles ve New York City'ye....Eh tarif edilemez.
* Psikolojiye,dramaya,senaristliğe...
*İngiliz aksanına ve British Boys'lara...Bkz: Chuck Bass.
* Aşka aşık olmaya.
* Piano solo'lara. Piyanoya
* Jazz müziğe (:
* Kokteyllere,içeceklere.
* Fotoğraf çekmeye
* Latin Danslara
* Eylül ismine, A harfindeki yabancı isimlere..Aria,Alexis,Ariana, Ada (tamam bu Türkçe)
* 2 isimli olmaya
* Farklı olmaya ve kalbimde harika bir yere sahip olan Damns-$ adlı arkadaş grubumla bir gün buluşacağıma inanmaya...
* Ablamın "Buranın manzarasını 100 kez çekmekten bıkmadın mı?" dediği pencereden dışarı baktığımda görünen çiçekler,ağaçlar ve yollar. Yağmur yağdığı an fotoğraf makinemle iş başında oluyorum.
Bir de benim anti-takıntılarım vardır. Nelerden nefret ediyorum?
* Sekiz bacaklı yaratık olan o hayvandan!
* Jessica Szohr adlı mal kişilikten. Chuck Bass'i nasıl aldatır, nasıl bir süper salaklığa sahiptir?
* Annemin her gün izlediği, bıktığım " Kelime Oyunu" yarışmasından.
* Öyle Bir Geçer Zaman Ki de ki Caroline'den.
* İnsanları dıştan görünüşe göre yargılayanlardan.
* Otelde staj yaptığım o kızdan.
* Çok çabuk etkilenmekten.
* Haklı olduğum halde küs kalamamaktan!...
bu böyle sürer. Şimdilik yeter (:
Bu kadar mı aynı olmak zorundayız? :D
YanıtlaSilBilmem kaderimizin oyunu mu bu :P
YanıtlaSil